Pazar, Temmuz 18, 2010

ebeveynler - güven sendromları - açlık



Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşları konusunda takındıkları tavırları çoğunlukla anlayamıyorum. Kimisi çocuğunu arkadaşlarına emanet eder, hatta yanında arkadaşları varken güvende olduğunu düşünür (çocuğuna olan güven eksikliğinden mi acaba ?). Kimisi tam tersi, hiçbir durumda arkadaşlarına güvenmez, hatta her birine bir kulp takar, yerden yere vurur (çocuğunun seçimlerine güvenmediği için mi acaba ?). Bir diğer tür vardır, seçmece meyve sebze alır gibi, çocuğunun arkadaşlarından bazısını kendi doğurmuş gibi sever, bazısına da babasını öldürmüş gibi açık seçik bir kin güder (neye göre seçiyorlar anlamam doğrusu).

Benim ailem bir istisnadır bu konuda. Onlar yalnızca bana güvenirler, yanımda birinin olup olmaması, hatta olan kişinin kim olduğu onlar için önemli değildir. Yaptığım her şeyi tek başıma yapmışım gibi, gittiğim her yere yalnız gidiyormuşum gibi bir ruh hali içindedirler. Bu yüzden "aa baba bak Nephe de geliyor, hem yalnız da dönmicem eve, gidiyim mi noluuuuur" diye cıvımam hiç bir işe yaramaz, orda Nephe olsun olmasın değişen bir şey olmaz, yanında Berl veya Tumba, Def, Sam etc. hiç bir fark yaratmaz. Bu açıdan bakınca kötü bir durum tabi, kimseyi pis işlerin için kullanamıyorsun, ama işin bir de öbür yüzü var.

Onay almam - haber vermem gereken bir durum söz konusu olduğunda o onayı yalnızca bana güvendikleri için verdiklerini biliyorum. Toplanıp tatile gidilecek örneğin, ve benimkiler hiç bir sorun çıkarmadı. Biliyorum ki bu gittiğim gruptan kaynaklı değil, benim bu tatilin altından kalkabileceğime, başımın çaresine bakabileceğime inandıkları için. Bunu bilmek güzel, en azından ailemin bana ne konuda güvenip ne konuda güvenmediklerini bilebiliyorum bu şekilde. Sevgili konusunda bana güvenmezler mesela, aşık olduğumda aklımın bir karış havaya fırladığını, lodos yiyen yekenli gibi açık denize hızla sürüklendiğimi, sokağa çıkarken beynimi evde bıraktığımı, açıkça söylemek gerekirse tamamen dağıldığımı bilirler. Bu yüzden Dif'in bir sevgilisinin olması durumu onların lügatında yeni bir travma demektir.

Burdan nereye gelmeye çalışıyorum ? Bu sabah Babanne'yi Lodos'un Kenti'ne yolladım, önümüzdeki bir ay koca evde yapayalnızım. Buzdolabı bomboş, mutfak yüzyıllardır kullanılmamış gibi ve param pulum kalmamış vaziyette, aç yaşayacağım zannımca. Ama biliyorum ki ailem bana güveniyor, benim aç yaşayabileceğime inanıyorlar. Öyleyse önümüzdeki aya kadar hayatta kalmam lazım.

Anlamsız bir biçimde açlıkla terbiye ediliyorum.



Bu görsel Suzanne Woolcott'a aittir. Kişinin dA galerisinden tanıtım amaçlı alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails