Cumartesi, Temmuz 23, 2011

deneysellik üzerine...


Aslında, geceden yana büyük ümitlerim yoktu. Temelinde çift kişilik bir intiharı barındıran kavurgan bir aşktan paramparça çıkmış ve köhne bir odada terk edilmiş eski bir sevgili bana ne verebilirdi ki? Odanın köhneliğinde kendini bulmuş ve beni her katledişinde biraz daha kıvanan bir aşktan söz ediyorum.

Kendilerine duydukları kıvançtan kıvranan insanlar tanıdım. Sonunda aynadaki görüntülerini yediler.

Gerçi, geceyle bir alıp veremediğim de yoktu. Ana rahminden hallice bir sığınakta olası bir ihtiyaç anında arayıp da bulamayacağım şey ne olabilirdi ki? Anne şefkatinin eksikliğinden çok, anne kokusunun yoksunluğuydu beni ona bağlayan. İki derin yarayı birbirine bağlayan, kopmaz, kırılmaz, titanyum bir zincirden bahsediyorum. Kastettiğim tam olarak bu.

Açık yaralarla etrafta kırıtan insanlar tanıdım. Sonunda derin uçurumlardan aşağı uçtular.

Dürüst olmak gerekirse, geceye dair pek bir şey hissetmiyordum. Okunan bir yazının her kelimede biraz daha anlamsızlaşmasından çok, bomboş bir sokakta patlatılan bombanın yankısına benziyordu hissizliğim. Demek istediğim sokaklar dolusu insanın cenazeme gelmesi ve o cenazede kayda değer hiçbir duygunun açığa çıkamaması. Bundan bahsediyorum.

Hislerimden merdiven yapan insanlar tanıdım. Sonunda bana tepeden el salladılar, ben de onları alkışladım.

Gerçekten, gece bana hiç mi hiç çekici gelmiyordu. Var olmanın zıddını yokluk olarak kodlayan bir dilde var olamamayı açıklamaya çalışmak gibiydi kendisi. Buna dair süslü cümleler kurulabilirdi ve tek başına hiçbiri anlatabilmek için yeterli değildi. Size daha önce var olamamayı açıklamaya çalışmış mıydım? Kendime bile açıklayamadığım bir kavramdan söz ediyorum.

Gidişlerine kendimi ikna edemediğim insanlar tanıdım. Sonunda bir falcı dönüşlerini haber verdiğinde ağlamaya başladım.

Açıkçası, gece bana bir anlam ifade etmiyordu. Yoksunluğun krize dönüştüğü noktada acısını dindirecek hiçbir sebebi benimseyemeyen bir bağımlının gözlerinden görüyordum onu. Yarım kalan bir sigaranın kesinlikle buralarda bir yerlerde olduğuna dair boş bir inançtan söz etmiyorum. Ben daha çok umarsızca bir ağrı kesici aramayı anlatmaya çalışıyorum burada.

Anlamsızlıklarını acılarıyla donatıp sayfalarca anlatan insanlar tanıdım. Sonunda beni de kendilerine benzettiler.


4 yorum:

tropikananas dedi ki...

dönüşün vurucu olmuş beybi O.o

dif dedi ki...

40 günün sonunda böyle oluverdi tropikomik beybi o.O
Teşekkür ederüm :3

Adsız dedi ki...

oturakli deneysel

dif dedi ki...

Deneysellik candır, canandır.

Related Posts with Thumbnails