Pazartesi, Ekim 04, 2010

sabahın dördünde buz gibi duvarın üstünde götünle derdin ne ?



"Ölmeden önce yapmak istediklerim" listeme bir çizik attım bu gün (veya dün, bilemedim). Jimmy'le sabah dörtte çıktık evden, bir termos iki kupa bolca şekerle. Termosta sıcak çikolata yerine kaynar çay vardı gerçi, ama bizde de doğan güneşi karşılama hevesi yerine uykusuzluk vardı zaten.
Koca semtin en güneş görmeyen tepesine (hatta direk yol ağzına) çektik arabayı, buz gibi beton duvara serdik battaniyeyi, elimizde çaylar, konuşarak donduk. Zaten bir ara baktık güneşten gerektiği kadar kaçamamışız, malum kendisi doğduğu andan itibaren her yerde, o halde sırtımızı dönelim dedik. Etrafı ısıtmaktan çok soğutan güneşe aldırmadan geçtiğimiz bir kaç ayın olaylarıyla çenelerimizi yorduk.
Tamam, şartlar eksiksiz olarak sağlanamadı ve amacına tam anlamıyla ulaşamadı bu madde, ama üzerine bir çizik atıldı.

Sonra sabahın altısında Nephe telefonla dövülerek yataktan kaldırıldı ve karga kahvaltısı tadında bir bruncha gidildi.
Saat 11 olduğunda yapılacaklar ve konuşulacaklar tamamen bitmişti. Günü öğleden önce bitirip eve gelip uyundu akşama kadar. Dengesizlik candır.

Bildiği hayatı dolu dolu yaşamaya doğru bir adım daha attı Dif. Kendini durup durup takdir ediyor, şuursuz mudur nedir ?



Bu görsel Suzanne Woolcott'a aittir. Kişinin dA galerisinden tanıtım amaçlı alınmıştır.

4 yorum:

nephe dedi ki...

-.-

dif dedi ki...

kabul et, sayemizde kahvaltıda çok şahane yedin xD

deeptone dedi ki...

güzel bir an. iyi ki yaşamışsınız.

dif dedi ki...

evet bence de =)

Related Posts with Thumbnails