Çarşamba, Ekim 13, 2010

bir besin maddesi olarak müzik #1



Madem son zamanlarda sadece müzikle beslenerek yaşıyorum (bkz. bir besin maddesi olarak müzik), dedim ki neden bu besinlerden sizlere bahsetmeyeyim ? Bir anda dedim.
Sonuçta aşk, meşk, ilişkiler, şuursuz kadınlar ve mantıksız erkekler nereye kadar ? Büyük başlık olmamalı bunlar, hayatın içinde birkaç renk olmalı, değil mi ama ?
Herneyse, Dif bayılır uzatmaya zaten. Sündüğü yere kadar.

Bu sıralar -her ne hikmetse- trip-hop'a sardım (büyüyoruz yahu, ömrümün sonuna kadar Nirvana dinleyemem ya ?). Açıkçası çok gelişmiş bir trip-hop kültürüm de olmadığı için deliler gibi araştırmaya başladım bu türü. Ve farkettim ki, adamlar benim şu aralar ihtiyacım olan müziği yapıyorlar. Evet farkettim bunu.

Ve aniden bu Hadi-Müzik-Tanıtalım-Köşesi'nin açılışını yeni keşiflerimden Flunk'la yapmaya karar verdim.



Üç adet Norveçlinin 2000 yılında Oslo’da kurduğu bir trip-hop grubu bu Flunk. Vokalistleri Anja Oyan Vister'in ipeksi bir sesi var. Gitaristleri Jo Bakke ve programlamada Ulf Nygaard var. Turnelerde, davuluyla kendilerine eşlik eden Erik Ruud’la birlikte dört kişi oluyorlar.

Sanırım en çok bilinen çalışmaları Blue Monday parçasının coveri. Bu parça aynı zamanda ilk singleları olarak Nisan 2002’de yayınlandı. Hatta gayet dikkat çeken bu parça Avrupa ve Amerika’da derleme albumlerde, televizyon dizileri ve filmlerde kullanılmış.


Albümleri ;

-> For Sleepyheads Only (2002)
-> Treat Me Like You Do - For Sleepyheads Only Remixed (2003)
-> Morning Star (2004)
-> Play America (2005)
-> Personal Stereo (2007)
-> This Is What You Get (2009)

Single'ları ;

-> Blue Monday (2002)
-> On My Balcony (2004)



Gruba dair bu kadar kitap usulü bilgi yeterli kanımca.

Tamamen kazara tanıştığım bu grubun Norveçli olması beni benden almıştır, belirteyim. Hatta belki bu yüzden biraz da düştüm üstlerine şu sıralar. Tamam kabul, Norveç ve civarına karşı takıntılıyım (bkz. difin bitmek bilmez avrupa ve balkanlar saplantısı). Ama adamların yaptığı her şey mi güzel olur be abi ?
Bu insanların Radiohead'in Karma Police yorumu This Is What You Get adlı bir parçaları var ki beni kendine hayran bıraktı. Ama ben şahsen dinlediğim kadarıyla en çok Probably, Cigarette Burns ve Blind My Mind adlı parçalarını beğendim - utanmadan tavsiye ederim.
Bir de Morning Star adlı parçaları var ki, insanın acilen sevgili yapası geliyor. Kendisini en tepeden dinleyebilirsiniz.



Albüm kapaklarının her biri birbirinden güzel. Genelde gördüklerimizden farklı olarak, her bir albüm kapağı diğerleriyle tasarım olarak aynı. Daha doğrusu tüm albüm kapaklarının tasarımları bir şekilde birbirleriyle bağlantılı -ki bu da beni cezbeden bir diğer ayrıntı. Elimde değil, işlerinin her detayını ciddiye alan insanları takdir ediyorum.

Evet, benden bu kadar. Siz de benim gibi yeni keşiflere açıksanız açın grooveshark'ı, last.fm'i veya en kötüsünden bir limewire'ı, dinleyin anacım.
Denemeden bilemezsiniz, bu saf Dif'in lafına da güven olmaz.

6 yorum:

Neyin Pesindesin dedi ki...

Six Seven Times ve Morning Star favorilerimdendir.

dif dedi ki...

aaa Six Seven Times'ı eklemeyi unutmuşum, sağol hatırlattığın için :)

deeptone dedi ki...

sağol. dinlememiştim. hemen dinlemeye başlayacağım.

ben de yeni açtığım blogumda her telden müzik, sinema, edebiyat, aşk vb. yazıyorum.

tüm yazılarınızı okuyorum.
yorumlarımı da yaparım.

yaşamak için müzik yeter de artar bile.
:)
hele de öncü, başkaldıran, özgün, yaratıcı, kişisel müzikler.

deeptone dedi ki...

sevdim flunk'ı. siz de belki massive attack, tricky vb. seviyorsunuzdur.

nephe dedi ki...

opeth hakkında ne düşünüyorsunuz ?? o.o

deeptone dedi ki...

iyilerden elbette. hımmm siz birçok farklı türde dinliyorsunuz anladım. metal sevilmez mi. üstelik onlar romantik bile denilebilir.

bütün hepsini yazarım blogumda.

hatta okur musunuz bilmem, bir metal yazısı gireyim bloguma, isterseniz, okuyun.

ataraxia? dinledin mi?
:)

Related Posts with Thumbnails