Pazar, Eylül 26, 2010

sosyal bir varlık olma yolunda...



Sosyalleşmek...

Tek bir kelime, bu kelimenin yarattığı devasa karmaşa. Kaos.

Beş senelik bir asosoyalite durumunun insan hayatında ne kadar yeri olabilir ki ? Bu beş seneye kayıp diyebilir miyiz ? Beş senelik bir duraklama dönemi olabilir mi bu ?

Abartmayalım, o kadar da değil.

Sosyalitenin minimumda aşkın maksimumda olduğu bir beş sene geçirdim. Beş sene boyunca tek bir insanla yaşadım ben. Kabul etmesi zor olabilir, "yok canım Dif, devenin kuyruk sokumu artık, daha neler." diyebilirsiniz ama gerçek bu.

Asosyalitenin sosyofobiye dönüştüğü o ince çizgide geçen beş yılın ardından pat diye halkla ilişkiler müdürüne dönüşmek de çok kolay olmuyor. Bir yandan kendini ezikleyip olmayan özgüvenini edinmeye çalışırken, bir yandan da insanların sana kızmalarıyla uğraşıyorsun. Çünkü bu durum insanların sana bakışını değiştiriyor. Yeni tanıdığın insanlar senin hakkında gerçek olmayan yargılara varıyorlar, sonra da seni bu yalan yanlış yargılara dayanarak eleştiriyorlar. "Eyvallah" diyorsun, "amma da salak" diyorsun, "o kim ki be" diyorsun, az biraz bozulup ertesi güne unutuyorsun.
Bu durum bile o dönemde yeterince berbatken en yakınların bunu daha da berbatlaştırma çabasına giriyor nedensizce. Sen her şeye sıfırdan başlamaya çalışıp bir yandan da ayrılık acısı çekerken en yakınların seni en çok taşlayanlar oluyor genelde, gereksizce kızıyorlar, gereksizce söyleniyorlar.

" Kendine gel artık Dif."

" Kendine acilen bir hayat kur Dif."

" Çık biraz dışarı da yeni insanlarla tanış Dif."

" İnsanlarla iki kelime konuşamıyorsun Dif."

" Ne demek anlatabileceğim bir şey yok ? Azıcık sokağa çıksan, bir etkinliğe katılsan bak nasıl olur Dif."

" Kimseyle konuşmazsan tabi cümle kuramazsın Dif."

" Türkçe'yi bile unuttun artık, biraz kitap oku Dif."


" Bomboş insanlarla bomboş işlerle vakit öldüreceğine biraz kendini geliştir Dif."

" Sen hakikaten çok boş biri oldun çıktın Dif."



E ama yeter.
Aklı olana bir laf bir defa edilir. Beş sene diyorum, tek bir kişi diyorum, okula bile uğramadım diyorum. Kitapçıya gitmedim ki kitap alayım, dünyadan haberim olmadı ki etkinliğe katılayım.
O arada boş bir insana dönüşmüşsem ne yapabiliriz ki zamanı bükemediğimiz sürece ?

" Bunlar bahane değil Dif."

" Yapmak istesen sen neler yaparsın Dif."

" Tamam haklısın ama artık böyle yaşama lütfen Dif."

" Bomboş birisin ve öyle devam ediyorsun Dif."


Bu "doluluk" dediğimiz şey ne zamandan beri gökten iniyor ?
İlişkim bitti, biraz zaman geçti ve durum da offical bir hale geldi. Sonra elleri kaldırdım göğe, "Medet!" dedim, oyh... O nasıl bir bilgi akışı ki sorma. Aydınlandım bir anda, eriverdim hop diye. Oh mis valla.
Öyle olmuyor bu işler güzel kardeşim.
Bunlar zaman işi. Günde maksimum kaç film izleyebilirsin ? 4 ? 5 ? Haftada kaç kitap bitirebilirsin ? 5 ? 7 ? Ayda kaç etkinliğe katılabilirsin ? 6 ? 9 ?
Beş senede kaç film çekildi ? Kaç kitap yazıldı ? Ne etkinlikler oldu ?
Al kalemi kağıdı, otur hesaba dök bu işi. Güzelce bir oran kur bana, öyle gel karşıma. Gerçekçi ol, beş senenin açığını beş ayda kapatamayacağımı kabul et.
Sonra da çabalarımı takdir et.

" Garsondan çatal isteyemiyorsun Dif."

" Egon bittiğinde panik yaşıyorsun Dif."

" Birini ararken elin kolun boşalıyor Dif."

" Sokağa çıkamıyorsun Dif."

Hadi oradan, uydurmayın. Aştım bunları artık. Beş ay aldı ama aştım. Garsondan bırak çatal istemeyi, telefon numarasını bile isterim. Hatta elim kolum titremeden ararım bile herifi. Egom bittiğinde bunu tüm otobüse haykırırım, bir an düşünmem. Sokağa çıkmaya gelince, eve girdiğim mi var ki ?

" Evet ama daha fazlasını yapman lazım Dif."

" Çevreni genişletmeli, yeni insanlarla tanışmalısın Dif."

" Flüt yeterli değil, bir adet dil bir adet de dans kursuna katılmalısın Dif."

" Okula düzenli gitmelisin, dersin olmasa bile kütüphanede çalışmalısın Dif."

" Haftada 10 kitap bile az sana."

" Her gece iki film değil on iki film izlemelisin Dif."

" Tek iş yetmez, en aşağı iki part-time işin olmalı Dif."

" Ne haftada dört gün mü dışarıdasın ? En az yedi gün çıkmalısın Dif."

" Günde 6 saat değil 2 saat uyumalısın Dif."

" O açığı acilen kapatmalısın Dif."


Ben beş sene boyunca tek bir insanla yaşadım diye de bokunu çıkarmayın yahu.



Bu görsel Suzanne Woolcott'a aittir. Kişinin dA galerisinden tanıtım amaçlı alınmıştır.

2 yorum:

nephe dedi ki...

babaanne: ay sen ne kadar abartarak anlatıyorsun öyleeee (çığlıklar halinde)

dif dedi ki...

çok rica ederim, o kendisinin son derece şuursuz bir anıydı sadece. xD

Related Posts with Thumbnails