Bitmek tükenmek bilmeyen geceler
vardır, bilirsiniz. Böyle gecelerde uzun uzadıya düşünmek gerekir, böyle
gecelerde uzun uzadıya düşünmekten başka bir şey yapmamak gerekir. Böyle
geceler beraberlerinde boyu uzun düşünceleri
getirir, size ise dünden razı bir misafircesine bulduklarınızla yetinmek
kalır. Olur da bir çılgınlık yapıp yetinmezseniz sonunuz gerçekten kötü
olabilir, zira böyle geceler içinizde büyüyen arsızlığın kökünü kurutmak için
birebirdir.
Kaçınılmaz idamımdan hemen önceki
gece işte böyle bir geceydi. Aslında isabet olmuştu, böyle bir geceyle layığımı
bulmuştum, çünkü kaçınılmaz idamımın gününe hatta saatine bile karar vermiş
olmama rağmen suçum hala sabit değildi ve infazdan önce suçumu sabitlemem bu
zavallı boynumun biricik borcuydu. Takdir edersiniz ki, kaçınılmaz idamımdan
sonra suçumu sabitlememin bir anlamı yoktu, bu yüzden böyle bir gece benim için
idealdi. Değerini bilmeli, hakkını vermeli, hatta gerekirse şükretmeliydim. Hem
nasıl olsa böyle bir gece bunların hepsini yapabileceğim kadar uzundu.
Uzun uzadıya düşündükten sonra
vardğım sonuç oldukça şaşırtıcıydı, ama gerçekliği de su götürmez nitelikteydi.
Bilirsiniz, gerçekliğin niteliği her zaman önemlidir, ne kadar şaşırtıcı olursa
olsun.
Her neyse. Suçum, açık ve seçik
bir biçimde, meyildi. Bir suçu gerçekten hakkını vererek işlemekle
işleyebilecek kapasitede olmanın arasındaki tel örgünün üzerinde yaptığım
cambazlıklardı. Bana duyulan güvenin camına çektiğim şuttu, birileri ben o şutu
çekmeden önce şu nankör topumu kesmeliydi, hem de acilen. Etrafımdaki herkesin
binbir çeşit düğümle bana bağladıkları inanç iplerini kesmeme yarayacak makasın
cebimde olmasıydı. Başkalarının iyilik kavramıyla benim kötülük kavramımın
arasındaki gizli geçitlerde saklıydı. Meyil, benim yokuş aşağı son hızla giden
freni patlamış bir kamyona dönüşme olasılığımdı ve benim suçum bu olasılığı her
zaman içimde barındırmamdı.
Aklımdan geçen renkli
düşüncelerin ahenkli altyazılarında gizliydi bu meyil. Elimde tuttuğum, ince
camdan yapılmış, manevi değeri bol bardağı bir anda yere düşürüp kırabilme
ihtimalimdi aslında, el kaslarımı kontrol eden sinirlerin bir anda beynime
karşı gelebilecek olmalarıydı. Geçmişle geleceğin kesiştiği noktada Pandora’nın
kutusundan üzerinde benim adım yazılı olan etiketlerle çıkanlardı. Geçmişimin
geleceğimi arzulama sebebiydi, geçmişimin geleceğime tecavüz etme sebebiydi.
İçimdeki kahinin makamını bu kadar uzun süre muhafaza edebilmesinin kaynağıydı
meyil ve o kahin o makamda oturduğu sürece ben parmaklıkların ardında
yaşlanmaya devam edecektim. Zira, meyil kayıtsız şartsız benimdi ve bu da beni
suçlu yapan asıl şeydi.
Hakkımdaki suçlamalardan beraat
etmemi engelleyen savcı, benim meyilimin hukuk tahsili yapmış haliydi. Girdiğim
sınıfta bu dersi kaçıncı defa aldığımı soran hoca, meyilimin akademik
kariyerinin zirvesindeyken girdiği kılıktı. Birkaç kere buluştuktan sonra
telefonlarıma cevap vermeyen adam, cebinde meyillerime dair uzun bir liste
tutan kişiden başkası değildi. Bu defa dikkatli olmam ve aynı hataları
tekrarlamamam için bana yalvaran arkadaşlarım meyillerimi saptama konusunda
mükemmel bir yeteneğe sahiptiler ve maalesef ki beynimin yönetim kurulu üyeleri
onların en kıymetli destekçileriydi.
Meyillerim söz konusu olunca, en
güvenilir harita geçmişimdi. Meyillerim söz konusu olunca, bilirkişiler
canlarını yaktığımı tüm dünyaya haykırarak iddia edenlerdi. Meyillerim söz
konusu olunca, bilirkişi raporu her zaman aleyhimeydi ve inanın, sadece bu bile
beni kötü biri yapabilirdi. Aslında dürüst olmak gerekirse, sadece bu bile
ebemin kötü yola düşmesi için yeterli bir sebepti. Meyillerim söz konusu
olunca, altımdaki tabureyi devirecek cellat bile son isteğimi sormayabilirdi.
Meyillerim söz konusu olunca, darağacının başıma yıkılması işten bile değildi.
Gecenin sonunda istediğim
sabitliği elde etmiştim işte, suçum kesinlikle ve sadece meyildi. Ben bu meyilden dolayı suçluydum, ve her zaman da suçlu olacaktım. Meyillerimin her biri, gelecekte
işleyeceğim suçlara paha biçilmez birer referanstı ve idamım bu yüzden
kaçınılmazdı.
Not : Üstteki parça eskisi gibi her yazıya bir parça koymamı isteyen insan içindir. Evet, ben de soundcloud.com'la uğraşmayı özlemişim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder