Salı, Ekim 05, 2010

bizler... ve sizler...



Ufak tefek hayallerini renkli tulumlarının ceplerine doldurup daha büyük hayallere ulaşmak için yola çıkan bizler.
Gece gördüğünüz rüyalardaki yaratıcılığa bile tahammülü olmayan sizler.

Karışık meyveli lolipopların içinde gerçekten de binbir çeşit meyvenin bulunduğuna inanan ve o meyvelerin dünyanın dört bir yanından nasıl geldiklerini merak eden bizler.
O lolipopların nerelerde yapıldığını ve içlerinde bulunan katkı maddelerini düşünmekten uyku uyuyamayan sizler.

Avizelerde sallanan kesme camların elmas olduğuna inanan, hatta bu elmasların bahçedeki ağaçtan toplanmış olduğunu düşünen bizler.
O kesme camlardan biri düşüp kırıldığında siniri bozulan sizler.

Camdan bakınca uzakta görülen tepelerin arkasındaki masalsı ülkeyi hayal eden bizler.
O tepelere inşa edilecek yeni villaların giysi dolaplarını merak eden sizler.

Çocukken böyleydik biz. Siz de öyleydiniz.
Şimdi büyüdük.
Artık işler değişti.


Kanser gibi bir hastalığın bile çözümü olabileceğine inanarak lablarda sabahlayan bizler.
Beş dakika daha fazla tv izleyebilmek için evine hazır gıdaları depolayan, bunları çocuklarına yediren sizler.

Daha temiz bir dünya için yenilenebilir enerji santrallerinde gece gündüz ağır makinelerle çalışan bizler.
Bin yıl önceki lpg sistemlerinden korkarak hala inatla araçlarında benzin kullanan sizler.

Sırf üretebilmek için kendi tasarımlarını yapan / giyen / satan bizler.
Yeni aldığı timsah derisi çantayla etrafta salınan / hava atan sizler.

Herkesin eşit şartlarda eğitim görebilmesi için kendimize ayıracağımız zamanda gönüllü öğretmenlik yapan, projelere katılan bizler.
Çocuklarınızı dersanelere yolladığınız yetmiyormuş gibi kalan zamanını da özel derslerle doldurmaya çalışan, beş öğrencinin okuyabileceği parayla kendi çocuğunun hayatını karartan sizler.

Bunlar sizin tek başınıza küçük dünyanızda yaptıklarınız. Bir araya gelip daha büyük dünyalarda daha büyük işler yapanlarınız da var. En bilinen haliyle savaşlar nasıl çıkıyor, hayatlar nasıl kararıyor zaten ?

Tüm insanların bir arada huzur içinde yaşayabileceği bir dünya için çabalayan bizler.
Bunu ütopyaya çevirmek için çabalayan sizler.




Bu görsel Suzanne Woolcott'a aittir. Kişinin dA galerisinden tanıtım amaçlı alınmıştır.

2 yorum:

DOREMİ dedi ki...

gelişim adı altında yozlaşan duygular ,düşünceler,hareketler...ama yine de umutlu olmak gerekir.gerçek olan gelişimin daima ileriye dönük olacağı ..ama yazın gibi tüm bunlar hep iki kutuplu olacak siyah va beyaz gibi..gerçekçi bir umudum da gri ve beyazların çoğunluk olduğu yaşam..

dif dedi ki...

gri gerçekten siyaha nazaran daha tahammül edilebilir sanki. keşke grinin açık tonları ve beyazlar çoğunlukta olsa, ve hatta bunlarla da sınırlı kalmayıp hayat rengarenk olsa =).

Related Posts with Thumbnails